Cemile Hızal
Kategori
Hakkında
Sosyal Medya
- Eserler
Yitimdeki Sessizlik
Büyükada Rum Yetimhanesi’nin genel yapısını betimleyen geniş bir perspektife sahip olan çalışma, tuval üzerine füzene ile gerçekleştirilmiş olup, yapının zamanla bozulmuş dokusunu ön plana çıkarır. Fırça darbeleri ve füzene izleri, binanın mimari detaylarını belirgin kılarken, yangının bıraktığı izlerin dramatik etkisini gözler önüne sermektedir. Bu çalışma, yapının bir zamanlar güçlü bir kimliğe sahipken, zaman içerisinde öteki olarak kenara itilmesinin izlerini taşımaktadır.
Kül
Büyükada Rum Yetimhanesi’nin genel yapısını betimleyen geniş bir perspektife sahip olan çalışma, tuval üzerine füzene ile gerçekleştirilmiş olup, yapının zamanla bozulmuş dokusunu ön plana çıkarır. Fırça darbeleri ve füzene izleri, binanın mimari detaylarını belirgin kılarken, yangının bıraktığı izlerin dramatik etkisini gözler önüne sermektedir. Bu çalışma, yapının bir zamanlar güçlü bir kimliğe sahipken, zaman içerisinde öteki olarak kenara itilmesinin izlerini taşımaktadır.
Prinkipo Palas
Çalışma; Büyükada Rum Yetimhanesindeki çocuklara ithafen yapılmıştır. Yetimhanede çıkan yangından sonra çocukların çektiği zorlukları, ötekiliğini ve o zamandaki çocukların yetimhaneden acele bir şekilde çıkarılmasını da ele alır.
1 - 0
Sanat, bazen toplumdaki güç dinamiklerini ve ötekileştirmeyi cesurca ele alır. Ancak, bu cesaret bazen sansürün karanlık perdesiyle karşı karşıya gelir. "1 - 0" adlı eser, iktidarın ve baskının ötekileştirme boyutunu gözler önüne sererken, sansürün de sanatın ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit olarak nasıl işlediğini vurgular. Eserde, ölü bir zebra boğazı parçalanmış ve kanlar içinde yerde yatarken, bir aslan ve peyzajın arka planında durmaktadır. Aslan, zebra'yı öldürmüş olmasına rağmen ağzında kan bulunmamaktadır. Bu durum, iktidarın ve baskının incelikli bir metaforunu oluşturur. İnsanlar arasındaki statü farkları, bazılarının hayata "1 - 0" önde başlamasını ve diğerlerinin ise sürekli olarak ezilmesini ve ötekileştirilmesini simgeler. Güçlünün güçsüzü ezmesi ve azınlıkta olanları öteki konumuna getirmesi, eserin temel temasını oluşturur. Sansür ise, bu tür gerçekçi ve rahatsız edici eserleri bastırmaya yönelik bir araç olarak karşımıza çıkar. "1 - 0" gibi eserler, toplumdaki eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri cesurca dile getirdiği için sıklıkla sansürün hedefi olabilirler. Ancak, sansürün engelleri aşan bu tür eserler, gerçekliğin acımasız yüzünü göstermeye devam ederler. Zebra, eserde ötekileştirilen kişiyi temsil ederken, siyah ve beyazın birbirinin ötekisi olmasından kaynaklı ötekileştirmeyi metaforik bir şekilde ele alır. Sansürsüz kanlar içinde olması ise hayatın gerçeklerine bir atıfta bulunur. Bu eser, sansürün karanlık gölgesi altında, iktidarın ve ötekileştirmenin gerçek yüzünü gözler önüne sererken, sanatın gücünü ve ifade özgürlüğünün önemini vurgular. "1 - 0", sadece bir resim değil, aynı zamanda derin bir sosyal eleştiri ve bilinçlenme çağrısıdır. Sansürün ve ötekileştirmenin paralel yollarını izlerken, sanatın toplumsal değişim için nasıl bir katalizör olduğunu da gösterir.
Parya 2
Eserin yedi zebra ve bir köpekten oluşan kompozisyonu, bir peyzajın üstünde duran bu karakterlerin yalnızlığını ve ayrıcalıklı olmayan konumlarını vurgular. Zebralar, Hindistan'ın kas sistemindeki en alt düzeyde kalan insanlar olan "paryaları" temsil ederken, köpek ise bu toplumun dışında kalan, ancak daha üst bir konumda bulunanları simgeler. Ancak, bu sınıflandırma sadece fiziksel konumları değil, aynı zamanda hayvanlarla olan ilişkileri üzerinden de anlam kazanır. Paryalar, köpek dışında hiçbir hayvana sahip olamazken, diğerleri özgürlüklerinin tadını çıkarır. Sansür, bu eserde ötekileştirmenin bir yansıması olarak belirir. Toplumun rahatsız edici gerçeklerini açığa çıkaran sanat eserleri, sıklıkla sansürlenme tehdidi altındadır. "Parya", gerçekliğin acımasızlığını yansıttığı için sansürün hedefi haline gelebilir. Ancak, eserin asıl gücü, sansürün engellerini aşarak, toplumdaki eşitsizlikleri ve ayrımcılığı dile getirmesinde yatar. Sansür, sadece belirli bir bakış açısının korunmasına hizmet ederken, "Parya" gibi eserler, gerçeğin tamamını göstererek toplumsal değişim için bir katalizör olabilir. Bu eser, sansürün ve ötekileştirmenin paralel yollarını izlerken, sanatın sınırlarını ve toplumsal etkisini de sorgular. "Parya", sadece bir resim değil, aynı zamanda derin bir sosyal eleştiri ve bilinçlenme çağrısıdır.
Vitiligo 2
Eser ötekileştirilen vitiligo hastalarını anlatmaktadır. Vitiligo hastaları tenleri üzerindeki açık ve koyuluklardan dolayı Tanzanya’da cadı olarak adlandırılır ve toplum tarafından dışlanmaya maruz kalırlar. Eserde anlatılan ise vitiligo hastalarının tenlerindeki o iki renk dışında, aslında içlerindeki renkli kişiliğin dışarıya yansımasını anlatılmıştır.
Rum Yetimhanesi
Çalışma; Büyükada Rum Yetimhanesindeki çocuklara ithafen yapılmıştır. Tahta oyuncak at, çocuk ruhunu simgelemektedir ve oyuncağın tahta olmasının sebebi yetimhanenin ahşap bir yapıya sahip olmasından kaynaklıdır. Oyuncak atın zebra desenli olması çocukların çektiği zorlukları, ötekiliğini ve o zamandaki çocukların yetimhaneden acele bir şekilde çıkarılmasını da ele alır. Mekanın harabeliği Yetimhanenin günümüzdeki halini temsil etmektedir ve pencereden görülen peyzaj rum yetimhanesinin bahçesine aittir.

Çünkü önce kalem ve kağıt vardı...