Ünlü Tablolar Hakkında Bilinmeyen 12 Şaşırtıcı Gerçek
Ünlü bir sanat eserindeki her fırça darbesinin arkasında bir hikaye, sanatçının sanat aracılığıyla hayata geçirdiği bakış açısı yatar. Bu yazıda, dünyanın en ünlü sanat eserlerinden bazılarıyla ilgili 12 şaşırtıcı gerçeği ortaya çıkarmak için sanat tarihinin derinliklerine inerek ı bir yolculuğa çıkacağız. Gizli semboller ve gizemli tekniklerden skandal anektodlara ve çığır açan yeniliklere kadar, bu gerçekler yalnızca bu başyapıtlara olan takdirinizi zenginleştirmekle kalmayacak, aynı zamanda onların cazibesine dair yeni bir bakış açısı da sunacak. Öyleyse sırları açığa çıkarmaya ve bu ikonik sanat eserlerinin içindeki harikalara hayran kalmaya hazır olarak keşfe başlayalım.
‘’Mona Lisa’’ (Leonardo da Vinci)
Bu tablonun, Leonardo da Vinci’nin elbise giymiş bir otoportresi olduğu düşünülüyordu ancak bu söylenti, resmin asıl adı Lisa Gherardini olan Lisa del Giocondo adında bir kadının portresi olma ihtimalini doğrulayan kapsamlı araştırmalardan sonra yalanlandı. Leonardo’nun babası ile Gherardini’nin babası birbirlerini iyi tanıyordu ve tablonun Leonardo’ya, Bay Gherardini tarafından sipariş verildiği varsayılıyor. Ancak da Vinci’nin hiçbir kişisel çiziminde veya not defterinde Mona Lisa’dan bahsetmemesi garip.
‘’Belleğin Azmi’’ (Salvador Dali)
Salvador Dali’nin bu ünlü tablosundaki eriyen saatlerin anlamı hakkında pek bilgi yok. Çoğu eleştirmen, sanatçının Einstein’in Görelilik Teorisi’nden esinlendiğini iddia ediyor. Ancak Dali, esere ilham veren şeyin aslında Camembert peynirlerinin güneşte, dairesel formlarını kaybederek erimesi olduğunu söyleyerek şaka yaptı.
‘’İki Frida ‘’ (Frida Kahlo)
Kahlo’nun bu tablosu, sanatçının aynadaki görüntüsünü sergiliyor. İki figür arasındaki tek fark ise giyimleri. Soldaki Frida Avrupai bir tarzda giyinmişken sağdaki geleneksel Meksika kıyafetleriyle tasvir ediliyor. Eleştirmenler bu durumun, sanatçının iki farklı kişiliğini ve yaşadığı iç çalkantılardan kaynaklandığı görüşünde.
‘’Yıldızlı Gece’’ (Vincent Van Gogh)
Van Gogh’un bu ünlü tablosunu, Saint-Remy-de-Provence’teki hastanede yaptı. Tablo ne kadar ünlü ve sanatçının dünyadaki en pahalı eserlerinden biri olarak kabul edilse de Van Gogh’un kendisi onu hiçbir zaman satılmadığı için bir başarısızlık olarak gördü.
‘’Samson ve Delilah’’ (Peter Paul Rubens)
Rubens’ın bu eseri uzun süre tartışma konusu oldu. Yapay zeka tarafından yürütülen son araştırmalar, bu tablonun Rubens’e ait olmama ihtimalini %91 olarak hesapladı. Bu algoritma eleştirmenlere, sanat eserinin orijinal olmadığına inanmaları için bir neden sunuyor. Londra’daki Ulusal Galeri’de bulunan tablonun, 1929’da ortaya çıkan orijinal eserin bir kopyası olduğuna inanılıyor.
‘’Çığlık’’ (Edvard Munch)
Munch, yıllar boyunca ‘Çığlık’ın beş versiyonunu çizdi. 1893’ten kalma ilk ikisi Oslo’daki Ulusal Galeri ve Munch Müzesi’nde bulunuyor. Üçüncü versiyonu 1895’te pastel kullanılarak yapıldı ve aynı yıl siyah beyaz taş baskı versiyonu piyasaya sürüldü. Diğer resimlerinin başarısının ardından son versiyon boyandı.
‘’Guernica’’ (Pablo Picasso)
Pek çok sanat eleştirmeni Picasso’nun Madrid’deki Museo Reina Sofia’da sergilenen ‘Guernica’sını sanat tarihindeki en güçlü savaş karşıtı eser olarak görüyor. Bu tablo, masum sivillerin bombalanmasındaki adaletsizliğe dikkat çekmek için yapıldı. Ancak bombalama olayına Picasso ilk elden tanık olmadı. Bu tabloyu yapmasına ilham olanın, Gazeteci George Steer’ın The Times için yazdığı bir makalesinin olduğu söyleniyor.
‘’Amerikan Gotiği’’ (Grant Wood)
‘Amerikan Gotiği’ yıllar içinde pek çok yanlış yoruma maruz kaldı. Tabloda yer alan iki figür arasındaki ilişkiye dair birçok spekülasyona rağmen Wood, karakterlerin karı-koca değil, baba-kız olduğunu belirtti. Wood, portre için kız kardeşini ve dişçisini model olarak kullandı. Wood, eserin Büyük Buhran karşısında kırsal Amerikan değerlerinin olumlu bir temsili olmasını amaçlamıştı.
‘’Son Akşam Yemeği’’ (Leonardo Da Vinci)
‘Son Akşam Yemeği’ dünyanın en ünlü sanat eserlerinden biridir. Resim, İsa’nın havarilerine, ertesi gün içlerinden birinin kendisine ihanet edeceğini söylediği anı tasvir ediyor. Sembolik referanslarla dolu eserde en dikkate değer olan unsurlardan biri, Yahuda’nın koluna dökülen tuz kabıdır; bu, genellikle kötü bir alamet olarak kabul edilir ve ihanetin habercisidir.
‘’Ağlayan Kadın’’ (Pablo Picasso)
Picasso’nun bu tablosu, bir dönem üç hafta boyunca kayboldu. Eser, 1986 yılında Avustralya’nın Melbourne kentindeki Victoria Ulusal Galerisi’nden, Avustralya Kültür Teröristleri tarafından çalındı. Grup, taleplerinin karşılanmaması halinde tablonun bir hafta içinde imha edileceği tehdidinde bulundu. Hükümetin pazarlık yapmayı reddetmesine rağmen, polise tablonun tren istasyonunun 227 numaralı dolabında olduğu bilgisi verildi.
‘’At Fuarı’’ (Rosa Bonheur)
‘At Fuarı’ bir at satış sahnesini tasvir eden ünlü bir tablodur. Eserine ilham verecek sahneyi deneyimlemek isteyen Bonheur, kadınların bulunmadığı fuara erkek kılığına girerek katıldı.
‘’Campbell’in Çorba Konserveleri’’ (Andy Warhol)
Warhol’un ‘Campbell’in Çorba Kutuları’ adlı eseri, her biri şirketin o dönem sattığı 32 çeşit çorbayı temsil eden 32 tuvalden oluşan bir settir. New York’taki Modern Sanat Müzesi bunları, kronolojik olarak sergiledi zira sanatçı bunların nasıl sergileneceğine dair herhangi bir talimat vermedi.