Sanat Dünyasında Kimlik Arayışı: “Sanatçı” Kimdir?
Resim yapan yahut resimle ilgilenen insanların zaman zaman aklına gelen ve tartıştığı konuya bir göz atmaya çalışalım: “Ressam mısınız yoksa sanatçı mı?” ya da “Ressam ile sanatçı arasında bir fark var mıdır?”
Bu soruya cevap verebilmek için iki kavrama da yakından bakmak ve irdelemek gerekli gibi görünüyor. Öyleyse fazla uzatmadan, elimizden geldiğince işe koyulalım.
Bir zamanlar biri, ressam olduğunu söylediğinde ne demek istediğini kolaylıkla anlıyorduk. Ancak bir noktada bu beyan, gerçekte ne yaptıklarını “sanat yapmak” olarak ifade etme ihtiyacı duyan insanlar için yetersiz kaldı.
Sanatçı dendiğinde, soyut ya da somut bir sanat aracılığıyla iç sesini ortaya çıkarabilen, düşüncelerini, yaşam deneyimlerini, ideallerini ya da inançlarını anlamlı bir şekilde paylaşabilen kişiler akla geliyor. Bunun yanı sıra, kişinin derin bir anlam ortaya çıkarabildiği her yaratıcı meslek, sanat olarak değerlendirilebilir. Buradan bakıldığında sanatın, birçok mesleği kapsayan çok geniş bir kavram olduğunu görebiliriz.
Her ressam sanatçı değildir ve her sanatçı da ressam değildir. Sanat, birçok sanat dalına, el sanatlarına da serbestçe uygulanabilen bir terimdir. Sanat ve zanaat arasındaki farklılaşmaya ilişkin tartışma uzun yıllardır süregelmiştir. Günümüzde, sanatçı ve zanaatkar arasındaki farklar ortadan kalkarak, herkesin kendi alanında sanatçı olmasının önü açılmaktadır.
Peki, neden bütün ressamlar sanatçı değildir? Sanatçılar, kendilerini güzel sanatlarla uğraşan insanlar olarak görmekteler. Güzel sanatlar, genellikle işlevsel olmamakla birlikte esas olarak ifade ve yaratıcılık amacıyla ortaya çıkmıştır. Sanatçı olmanın kendine has gereksinimleri vardır. Bir ressam kendisine sanatçı diyorsa, farklı izlenim ve tarzını taşıyan, özgün ve ilham verici eserler yarattığını söylüyordur. Çoğu durumda bir açıklama yapmaya, bir mesaj vermeye, bir duyguyu veya fikri iletmeye de çalışmaktadır.
Bir sanatçının aynı sergi veya performans alanında kendisini diğerlerinden farklılaştırabilmesi önemlidir. Farklılık ve özgünlük, insanların bir sanatçıda aradığı en önemli özelliklerden ikisidir. Eğer bunlar gerçekleştirilemiyorsa, o kişiye sadece “ressam” demek daha doğru olacaktır. Özgün ve farklı işler yaratmanın yanı sıra kendini sanatçı olarak tanıtmanın markalaşmayla da ilgisi var. Kulağa anlamsız gelse de insanlar marka imajını her zaman benimserler ve her şeyde olduğu gibi bu kural, sanatta da bozulmaz. Öyle ki sanatın, sanatçının imajına karşı aşırı derecede savunmasız olduğunu bile söyleyebiliriz. Üzücü olan bir şey var ki, özellikle de günümüzde, sanat eserini satın alan çoğu insan, onu takdir etme yeteneğinden yoksun. Bir sınıfa mensup olmak, entelektüel görünmek ya da sadece dekorasyon için tablo satın alan insanların sayısı azımsanmayacak kadar az.
İnsanların çoğu için birinin kendisini ressam ya da sanatçı olarak nitelemesinin pek bir önemi yok. Birden çok şeyle uğraşan insanlar genelde kendilerine sanatçı demeyi tercih ediyorlar. Şayet resim yapıyorsanız kendinize ressam demek konusunda çekinceleriniz olmaz. Sanatçı terimi genellikle müzisyenler, dansçılar ve az da olsa aktörler için kullanılır. Hatta son dönemlerde makyaj uzmanları bile kendilerine makyaj sanatçısı demekteler.
Sanatçı olduğunuzu söyleyerek karşınızdaki kişiye mesleğinizden bahsetmiş olmazsınız. Özel olarak neyle uğraştığınızı belirtmeniz beklenir. En nihayetinde önemli olan, kendinize ne dediğinizden çok ne yaptığınızdır. Değerli olan bir sanatçı gibi çalışmak, yeni bir ifade biçimi üretmek, yaratmak ve izleyiciye temas edebilmektir. Amaç, para kaygısı olmadan insanların dikkatini çekecek ve onları cezbedecek eserler yaratmak olmalıdır.