Louvre Müzesinde Görülmesi Gereken Sanat Eserleri
Louvre Müzesi Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Dünyanın en büyük müzesi olarak da bilinen Louvre Müzesi, Paris’in merkezinde yer alan ve dünyanın en büyük sanat müzelerinden biri olarak kabul edilen bir kültür hazinesidir. İlk olarak 12. yüzyılda bir kale olarak inşa edilen bina, zamanla bir kraliyet sarayına ve ardından 1793 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Louvre müzesi eserleri, dünyanın dört bir yanından gelen yaklaşık 35.000 sanat eseri olarak bilinmektedir. Louvre müzesi resimleri arasında Leonardo da Vinci’nin ünlü eseri Mona Lisa, Venüs de Milo heykeli ve Hammurabi Kanunları gibi tarihsel ve sanatsal açıdan büyük öneme sahip eserler bulunmaktadır. Mimarisi de en az Louvre müzesi sanat eserleri kadar etkileyicidir. Özellikle 1989 yılında müzenin ana girişine eklenen cam piramit, modern ve klasik mimarinin bir araya geldiği bir sembol haline gelmiştir.
Louvre Müzesi Ne Zaman Açıldı?
Paris Louvre Müzesi, 10 Ağustos 1793 tarihinde Fransa’nın Paris şehrinde halka açılmıştır. Daha önce bir kraliyet sarayı olarak kullanılan bu görkemli yapı, Fransız Devrimi sırasında kamulaştırılarak müzeye dönüştürülmüştür. Açılışında 537 sanat eserinden oluşan bir koleksiyona ev sahipliği yapan Louvre, zamanla dünyanın en büyük ve en ünlü sanat müzesi haline gelmiştir.
Louvre Müzesi Eserleri: Louvre Müzesindeki En Popüler 15 Eser
Louvre müzesi hakkında bilgi edinirken, sanat tarihindeki bu önemli yeri ve statüsü nedeniyle söz konusu müzede sergilenen eserler de dikkat çekmektedir. Dünyanın dört bir yanından eserlere ev sahipliği yapan müzede adeta sanat tarihini başından sonuna kadar gezmek mümkündür. Dolayısıyla, IVA Sanat olarak hazırladığımız bu yazıyla müzede yer alan en ünlü 15 eser hakkında detaylı bir bilgi sunmayı amaçlamaktayız.
Leonardo da Vinci, “Mona Lisa”
Leonardo da Vinci’nin “Mona Lisa” eseri, 1503 yılında tamamlanmaya başlanmış ve sanat tarihinde hem teknik hem de kültürel açıdan bir dönüm noktası olarak kabul edilmiştir. Bu eser, kadının esrarengiz gülümsemesi ve arka plandaki mistik doğa manzarasıyla dikkat çekmektedir. Sfumato tekniği ile elde edilen yumuşak geçişler ve figürün içsel derinliği, tabloyu eşsiz kılan özelliklerdendir.
Eugène Delacroix, “Liberty Leading the People” (Halka Yol Gösteren Özgürlük)
Eugène Delacroix’in 1830 tarihli “Halka Yol Gösteren Özgürlük” tablosu, Fransız Devrimi’nin güçlü bir sembolüdür. Tablo, halkı isyana teşvik eden Özgürlük figürünü, bayrağı yukarı kaldırırken ve farklı sınıflardan insanları mücadeleye çağırırken betimlemektedir. Hem romantik hem de realist unsurlar taşıyan eser, siyasi değişimlerin ve halk hareketlerinin sanattaki en etkili temsillerinden biri olarak kabul edilmektedir.
“Winged Victory of Samothrace” (Semadirek Kanatlı Zaferi)
Semadirek Kanatlı Zaferi”, MÖ 190 civarında yapıldığı düşünülen, Yunan heykel sanatının zarafet ve dinamizmini sergileyen bir başyapıttır. Deniz savaşlarındaki zaferleri kutlamak amacıyla tasarlanan bu heykel, hareketi ve rüzgarı kanatlarında hissettiren ustaca bir tasarıma sahiptir. Louvre Müzesi’nin ikonik eserlerinden biri olan bu heykel, izleyicilere antik dünyanın estetik anlayışını direkt bir ifadeyle sunmaktadır.
Edme-François-Étienne Gois, “Corinne”
Edme-François-Étienne Gois’in 1836 yılında tamamladığı “Corinne” heykeli, Antoine de Staël’in aynı adlı roman kahramanından esinlenmiştir. Corinne, kültür, sanat ve özgür düşüncenin simgesi olarak tasvir edilmiştir. Zarif duruşu ve detaylı işçiliği, bu heykelin neoklasik dönemin önemli bir eseri olmasını sağlamıştır.
Paolo Veronese, “The Wedding at Cana” (Kana’da Düğün)
Ünlü ressamlardan olan Edme-François-Étienne Gois tarafından yapılan ve Louvre Müzesi’nde sergilenen “Corinne” adlı heykel, neoklasik sanat döneminin en önemli örneklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Antik Roma ve Yunan sanatına yönelik ilgiyi yansıtan ve bir kadın figürünü merkezde tasvir eden “Corinne” heykeli, figürün zarif duruşuyla ve klasik giyim kuşamıyla dikkat çekmektedir. Söz konusu heykel, neoklasik sanatın belirgin özelliklerini taşıyan bir kompozisyon ile estetik açıdan değeri yüksek bir eser olarak bilinmektedir.
“Diane de Gabies” (Gabii’nin Diana)
Diana Robing olarak da bilinen Diane de Gabies, Roma İmparatorluk döneminde yaratıldığına inanılan, tanrıça Artemis’i temsil eden dikkate değer bir mermer heykeldir. 1792 yılında Gavin Hamilton tarafından Gabii, İtalya’da keşfedilen bu eser, Prens Borghese’nin koleksiyonunun bir parçasıydı ve daha sonra Napolyon tarafından Louvre için satın alındı. Orijinal heykel, 1840 ile 1860 yılları arasında üretilen Ferdinand Barbedienne’nin bronz versiyonu da dahil olmak üzere çeşitli kopyalara ilham kaynağı olmuştur.
Théodore Géricault, “Raft of the Medusa” (Medusa’nın Salı)
Théodore Géricault’un Medusa Salı eseri, Fransız firkateyni Méduse’nin 1816’daki kazasının sonrasını tasvir eden anıtsal bir yağlı boya tablodur. Sanat eseri, geminin Moritanya açıklarında karaya oturmasının ardından derme çatma bir salda mahsur kalan 150 kişinin umutsuz hayatta kalma mücadelesini göstermektedir. Géricault, insani duyguları ve acıyı yakalamak için hayatta kalanlarla röportajlar yaparak ve cesetler üzerinde çalışarak kapsamlı bir araştırma yürütmüştür.
Jean-Baptiste Lemoyne, “Hygie”
Jean-Baptiste Lemoyne’nin 1777’de yarattığı Hygie, Yunan sağlık tanrıçası Hygieia’yı temsil eden bronz bir heykelciktir. Bu çalışma, XV. Louis’e adanan, ilk olarak 1754’te açılışı yapılan ve 1793’te yıkılan daha büyük bir anıtın küçültülmesidir. Heykelcik 1777’de Louis XVI’ya sunulmuş ve daha sonra 1824’te Louvre koleksiyonuna girmiştir.
Lorenzo Bartolini, “Nymphe au Scorpion” (Akrepli Su Perisi)
Lorenzo Bartolini’nin söz konusu eseri Louvre’da bulunan önemli bir mermer heykeldir. Bir akrep tarafından sokulan, sıkıntı içindeki bir periyi tasvir eden bu eser, onun duygusal acısını ve kırılganlığını da yakalamaktadır. Heykel yaklaşık 0,86 metre yüksekliğinde ve Bartolini’nin Neoklasik ideallerden anatomik doğruluğu ve etkileyici ayrıntıları vurgulayan daha doğal bir stile geçişini sergilemektedir.
Polycles, “The Sleeping Hermaphroditus” (Uyuyan Hermaphroditus)
Polykles’in M.Ö. 2. yüzyıla tarihlenen Uyuyan Hermafrodit’i, Hermes ve Afrodit’in çocuğu olan mitolojik figür Hermaphroditus’un ikili doğasını temsil eden ünlü bir mermer heykeldir. Heykel, Hermafrodit’i sakin, sırtüstü pozisyonda tasvir etmekte ve hem erkek hem de kadın özelliklerini sergileyerek cinsiyet kimliği üzerine düşünmeye davet etmektedir. Başlangıçta bronz bir eser olan bu eser, çok sayıda Roma kopyasına ilham kaynağı olmuştur.
Paul Le Moyne, “La Nymphe Echo” (Yankı Perisi)
Paul Le Moyne’un 1821’de yarattığı La Nymphe Echo, Louvre’da bulunan diğer ünlü mermer bir heykeldir. Yunan mitolojisinde sesleri tekrarlama yeteneğiyle bilinen peri Echo’yu, bir ağaca yaslanmış düşünceli bir ifadeyle tasvir eden bu eser, zarif formu ve duygusal derinliğiyle Neoklasik sanatı örneklemekte ve Le Moyne’un karmaşık ayrıntıları ve zarif duruşları yakalama becerisini yansıtmaktadır. Heykel, romantizmin karakteristik özelliği olan yalnızlık ve özlem temalarını vurgulamakta ve müze koleksiyonunun önemli bir parçası olmaya devam etmektedir.
Jacques-Louis David, “The Coronation of Napoleon” (Napolyon’un Taç Giyme Töreni)
Jacques-Louis David’in Napolyon’un Taç Giyme Töreni’ni resmettiği eser, Napolyon I’in 2 Aralık 1804’te Notre-Dame Katedrali’ndeki taç giyme töreni sırasında karısı Joséphine’i taçlandırmasını tasvir eden anıtsal bir yağlıboya tablodur. Bu eser yaklaşık 6,21 x 9,79 metre boyutlarındadır ve törenin ihtişamını ve Napolyon’un tacı ele geçirmesini resmederek otoritesini vurgulamaktadır.
Alexandros of Antioch, “Vénus de Milo” (Milo Venüsü)
Antiouch’lu Alexandros’a atfedilen Vénus de Milo, MÖ 100 civarında yaratılmış ikonik bir antik Yunan mermer heykelidir. 1820 yılında Milos adasında bulunan heykelin aşk tanrıçası Afrodit’i temsil ettiği düşünülmektedir. Yaklaşık 204 cm boyunda olan heykelin, orijinal duruşuyla ilgili farklı yorumlara yol açan eksik kolları da dikkat çekmektedir.
Antonio Canova, “Psyche Revived by Cupid’s Kiss” (Cupid’in Öpücüğü ile Yeniden Canlanan Psyche)
Antonio Canova’nın 1787 ile 1793 yılları arasında yarattığı söz konusu eser Louvre’da bulunan ünlü mermer heykellerden bir diğeridir. Aşk tanrısının Psyche’yi bir öpücükle derin uykudan uyandırdığı anı anlatan eser, aşk ve diriliş temalarını bünyesinde barındırmaktadır. 155 cm x 168 cm ölçülerindeki bu parça, Canova’nın ayrıntılı anatomi ve akıcı kumaşlarla duyguyu aktarma konusundaki ustalığını sergilemektedir.
Michelangelo, “Dying Slave” (Ölmekte Olan Köle)
Michelangelo’nun 1513 ile 1516 yılları arasında yapılan Ölmekte Olan Köle heykeli, başlangıçta Papa II. Julius’un mezarı için tasarlanan çarpıcı bir mermer heykeldir. Yaklaşık 229 cm boyunda olan figür, genç bir erkeği hem mücadeleyi hem de teslimiyeti çağrıştıran bir pozda, sağ eli göğsüne dayalı ve sol kolu kaldırılmış halde tasvir etmektedir.
Louvre Müzelerinde Mutlaka Görmeniz Gereken 5 Eser
Louvre Müzesi, dünya sanat tarihinin en önemli eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Dolayısıyla, bize göre burada görmeniz gereken eserler arasında ilk sırada, şüphesiz, Leonardo da Vinci’nin ünlü Mona Lisa tablosu gelmektedir. İkinci olarak, antik Yunan heykel sanatının zirvesini temsil eden Miloslu Venüs heykeli de mutlaka görülmelidir.
Üçüncü eser ise, Samothrake Nike Heykeli olup, Hellenistik dönemin etkileyici bir örneğidir. Ayrıca, Eugène Delacroix’nin Halka Yol Gösteren Özgürlük eseri de Fransız Devrimi’nin eşsiz sembollerinden biridir. Son olarak, Babil sanatının bir hazinesi olan Hammurabi Kanunları da, tarih ve hukuk meraklıları için büyüleyici bir deneyim sunmaktadır.
Louvre Müzeleri Nerede ve Nasıl Gidilir?
Louvre Müzesi, Fransa’nın başkenti Paris’te, şehrin merkezinde yer alır. Seine Nehri’nin kıyısında, Concorde Meydanı ile Châtelet arasında uzanan bu ikonik müzeye ulaşım oldukça kolaydır. Metro ile gelmek isterseniz, 1 ve 7 numaralı hatları kullanarak Palais Royal-Musée du Louvre durağında inebilirsiniz.
Ayrıca, müze çevresindeki otobüs hatları da ulaşım için uygun bir alternatiftir. Yürüyerek gelmek isteyenler için ise Tuileries Bahçesi’nden geçen rota, hem keyifli bir yürüyüş hem de Paris manzarası sunmaktadır.
Louvre Müzeleri’ne Giriş Ücretleri ve Saatleri
Louvre Müzesi’ne giriş ücretleri, ziyaretçilerin yaşına ve vatandaşlık durumuna göre değişiklik gösterir. 18 yaş altı ve Avrupa Birliği vatandaşları için müzenin kapalı olduğu salı günleri hariç giriş ücretsizdir. Yetişkin ziyaretçiler için tam bilet fiyatı ise yaklaşık 17 Euro’dur. Ayrıca, her ayın ilk cuma günü ve 14 Temmuz’da müzeye ücretsiz giriş imkânı sunulmaktadır. Biletleri online almak önerilir, çünkü uzun kuyruklardan kaçınmak için oldukça pratik bir yöntemdir.
Louvre Müzesi Ziyaret Saatleri
Louvre Müzesi, salı hariç haftanın her günü ziyaretçilere açıktır. Pazartesi, çarşamba, cumartesi ve pazar günleri saat 09.00 ile 18.00 arasında, Çarşamba ve cuma günleri ise uzatılmış çalışma saatleriyle 21:00’a kadar müzeyi ziyaret edebilirsiniz.