Leonardo Da Vinci Kimdir?

Leonardo Da Vinci hayatı ve eserleri, Rönesans döneminin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Ressam, heykeltıraş, mühendis, bilim insanı ve mucit olarak tanınmaktadır. En bilinen eserleri arasında Mona Lisa ve Son Akşam Yemeği yer almaktadır.

Leonardo Da Vinci Nerede ve Ne Zaman Doğdu?

Leonardo da Vinci, 15 Nisan 1452’de İtalya’nın Floransa kenti yakınlarındaki Vinci’de doğmuştur. Doğum yeri konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, geleneksel olarak Anchiano’da doğduğu kabul edilmektedir. Söz konusu bilgiler, Leonardo da Vinci nereli? sorusuna etkili bir cevap niteliğindedir. Öte yandan, Leonardo, noter Piero da Vinci ve köylü kadın Caterina’nın evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. 

Leonardo Da Vinci ve Sanat Hayatı

Leonardo da Vinci hayatı, sanat açısından ilk olarak ünlü ressam Andrea del Verrocchio’nun atölyesinde çırak olarak başlamıştır. Sanatçının en bilinen eserleri arasında, Mona Lisa ve Son Akşam Yemeği gibi başyapıtlar yer almaktadır. Da Vinci, genel sanat tekniği olarak ışık, perspektif ve insan anatomisi konularında yenilikçi teknikler geliştirmiştir. Hayatının ilerleyen dönemlerinde Milano Dükü Sforza’nın hizmetinde 17 yıl boyunca çalışmış, çeşitli mimari ve mühendislik projeleri üzerinde de yoğunlaşmıştır. Dolayısıyla, sanatının yanı sıra bilimsel araştırmalarıyla da dikkat çekmiştir. 

Leonardo Da Vinci’nin Buonarroti ve Raffaello ile Hikayesi

Leonardo da Vinci, Michelangelo Buonarroti ve Raffaello Sanzio, İtalyan Rönesansı’nın en önemli sanatçılarından üçüdür. Bu büyük ustalar arasında, özellikle Leonardo ve Michelangelo arasında sanatsal bir rekabet ve kişisel bir gerilim vardı.

Leonardo ve Michelangelo’nun karakterleri ve sanatsal yaklaşımları da oldukça farklıydı. Leonardo bilimsel bir zihin yapısına sahipti ve sanatı anatomi, doğa ve mühendislikle birleştirerek çok yönlü bir bakış açısıyla oluşturmaktaydı. Michelangelo ise heykeltıraş kökenliydi ve güçlü, dramatik bir anlatım tarzına sahipti. 

Bu iki sanatçı arasındaki rekabet, Floransa’da Palazzo Vecchio için yaptıkları çalışmalar sırasında ise zirveye ulaştı. Floransa hükümeti, her iki sanatçıya da Büyük Salon için bir fresk siparişi vermişti. Leonardo “Anghiari Savaşı” ve Michelangelo “Cascina Savaşı” sahnesini hükümetin isteğiyle resmedecekti. Ancak, söz konusu iki büyük ustanın farklı stilleri ve karakterleri nedeniyle bu eserler tamamlanamadı. Leonardo’nun freski çeşitli teknik zorluklar yüzünden yok olurken, Michelangelo projeyi yarıda bıraktı.

Raffaello ise ikisinden de yaşça daha genç olmasına rağmen, onların eserlerinden etkilenmiş ve kendi tarzını oluştururken bu etkileri sentezlemiştir. Roma’da çalışmaya başladıktan sonra, özellikle Vatikan Sarayı’nın duvar resimlerinde, bu iki sanatçının etkisi açıkça görülür. Leonardo’nun yumuşak modellemeleri ve anatomi bilgisi ile Michelangelo’nun güçlü figüratif dilinin, Raffaello’nun çalışmalarında bir senteze ulaştığı söylenebilmektedir. “Atina Okulu” eseri, bu etkilerin mükemmel bir örneğidir ve hem Leonardo hem de Michelangelo’ya bir övgü olarak görülebilir.

Leonardo Da Vinci’nin İlk Eserleri

Leonardo da Vinci eserleri arasında ilk olarak kabul edilen çalışma, ustası Andrea del Verrocchio’nun atölyesinde yaptığı “İsa’nın Vaftizi” adlı eserdeki melek figürüdür. Bu tabloyu sipariş üzerine Verrocchio’nun atölyesi hazırlamıştır ve Leonardo’dan burada, sol köşedeki melek figürünü resmetmesi istenmiştir.

Eserde Leonardo’nun kendine özgü tekniği olan sfumato ve anatomi bilgisinin ilk izleri görülmektedir. Leonardo’nun çizdiği melek, Verrocchio’nun daha sert ve köşeli tarzından farklı olarak yumuşak hatlarla ve detaylara dikkat edilerek oluşturulmuştur.

Leonardo Da Vinci Tabloları

Leonardo da Vinci sanat eserleri, Rönesans sanatı ve bilimini en iyi yansıtan eserlerdendir. Özellikle, Leonardo’nun geliştirdiği sfumato tekniği, anatomik detaylara olan dikkati ve kompozisyon anlayışı, tablolarını eşsiz kılan başlıca özelliklerdendir. 

Vitruvian Man

Vitruvian Man (Vitruvius Adamı), Leonardo da Vinci resimleri arasında insan anatomisi ve matematiksel oranlarla ilgili yaptığı ünlü çizimlerden biridir. 1490 yılı civarında çizilen bu eser, insan bedeninin matematiksel oranlarını ve simetrisini inceleyen görsel bir çalışma olarak öne çıkmaktadır. Çizim, adını Romalı mimar ve mühendis Marcus Vitruvius Pollio’dan almaktadır. 

Salvator Mundi

Salvator Mundi, Leonardo da Vinci tabloları arasında İsa’yı betimleyen ilk tablosudur ve onun son dönem çalışmalarından biri olarak kabul edilmektedir. “Salvator Mundi” eseri, İsa’yı sağ eliyle kutsama işareti yaparken ve sol elinde kristal bir küre tutarken göstermektedir. Söz konusu tablonun 1500’lü yılların başlarında yapıldığı düşünülmektedir. Uzun yıllar kayıp olduğu düşünülen bu eser, 2005 yılında yeniden keşfedilmiş ve 2017 yılında açık artırmada rekor bir fiyata satılmıştır.

Son Akşam Yemeği

Son Akşam Yemeği (The Last Supper), en önemli Leonardo da Vinci sanat eseri olup, İsa’nın çarmıha gerilmeden önceki son akşam yemeğini konu almaktadır. Eser, İtalya’nın Milano şehrindeki Santa Maria delle Grazie Manastırı’nın yemekhane duvarına 1495-1498 yılları arasında yapılmıştır ve Rönesans sanatının en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Tablo, İsa’nın havarilere kendisine ihanet edileceğini söylediği anı tasvir etmektedir. Bu duyuru, havariler arasında şok, üzüntü ve öfke gibi güçlü duygusal tepkilere yol açmıştır. Leonardo, her bir havarinin farklı tepkilerini yüz ifadeleri ve jestlerle yansıtarak sahneyi dramatik bir hale getirmiştir. 

Mona Lisa

Mona Lisa, Leonardo da Vinci’nin 1500’lü yılların başında yaptığı düşünülen ve sanat tarihinin en ünlü tablolarından biri olan portresidir. Fransa’nın Paris kentindeki Louvre Müzesi’nde sergilenen bu eser, sıradışı tekniği, kompozisyonu ve Mona Lisa’nın gizemli gülümsemesiyle tanınmaktadır. Kadının yüz ifadesindeki gizem, ışık ve gölge oyunları ve izleyiciyle kurduğu etkileşim, eseri eşsiz kılmaktadır. Günümüzde Mona Lisa, sanat tarihindeki en tanınmış portrelerden biri olarak, popüler kültürde ikonik bir simge haline gelmiştir.

Anghiari Savaşı

Leonardo da Vinci, Floransa’nın Palazzo Vecchio Sarayı’nın bir duvarına, hükümet tarafından Anghiari Savaşı’nı tasvir etmek üzere görevlendirilmiştir. Leonardo, bu tablo üzerinde uzun yıllar arasında çalışmıştır, ancak eseri tamamlayamamıştır. Söz konusu çalışma, sanat tarihinin en ünlü “kayıp eserlerinden” biri olarak kabul edilir.

Leonardo Da Vinci İcatları

Leonardo da Vinci yalnızca bir ressam değil, aynı zamanda mühendis, mucit ve bilim insanı olarak bilinmektedir. Sanatçı, çok yönlü zekasıyla, farklı alanlarda sayısız icat ve mekanik tasarım geliştirmiştir. Leonardo’nun icatlarının birçoğu yaşadığı dönemde hayata geçirilememiş olsa da, bu tasarımlar modern mühendisliğe ve bilimsel buluşlara ilham vermiştir.

Uçan Makine

Peki, leonardo da vinci neyi icat etmiştir? Uçan makine, diğer adıyla Ornithopter, gökyüzünde süzülen kuşlardan ilham alarak da Vinci’nin mekanik kanatlar için yenilikçi tasarımlar geliştirmesiyle doğan bir icattır. Da Vinci, uçan kuşları ve çeşitli hayvanları gözlemlemiş ve insanlara aynı hareketleri yapma imkanı sunacak bir düzenek tasarlamaya yoğunlaşmıştır. Bu fikirlerden biri, kanat çırparak uçan bir mekanik olan ornithopterdi. Da Vinci, uçan makinelerle ilgili 35.000’den fazla kelime yazmış ve 500’den fazla eskiz yapmıştı.

Leonardo Da Vinci Heykelleri

Leonardo da Vinci, heykeltıraşlık alanında da önemli projelere imza atmıştır, ancak çoğu tamamlanamamıştır. En dikkat çekici projesi, Milano Dükü Ludovico Sforza için tasarladığı dev atlı heykel “Gran Cavallo”dur. Bu heykelin de modeli tamamlanmış, ancak döküm aşamasına geçilememiştir. Leonardo’nun heykel çalışmaları, resim ve mühendislik becerileriyle birleşerek Rönesans sanatına büyük katkılarda bulunmuştur.

Leonardo Da Vinci Nasıl Öldü?

Leonardo da Vinci, 2 Mayıs 1519’da Fransa’nın Amboise kentindeki Cloux Şatosu’nda 67 yaşında hayatını kaybetmiştir. Ölümünde Kral I. François’nın kollarında olduğu rivayet edilir, ancak kralın o gün başka bir şehirde olduğu da bilinmektedir. Leonardo, yazmış olduğu vasiyetinde mirasının büyük kısmını öğrencisi Francesco Melzi’ye bırakmış ve Amboise’daki Saint Florentin Kilisesi’nde toprağa verilmiştir.