Frida’nın Günlüğü
Kahlo’nun 1944’ten 1954’e kadar, hayatının son on yılı boyunca tuttuğu günlük yaklaşık 200 sayfadan oluşuyor. Şiir ve spontan bir şekilde yazılmış onlarca cümle, defterin özünü yansıtan bir belge niteliğinde. Günlükte güçlü, cesur, duyarlı, acı çeken bir kadınla yüz yüze gelirken öte yandan, en trajik olayların dahi üstesinden gelebilmiş, mizah duygusu ve neşeye sahip olan bir sanatçının satırlarını okuyoruz.
Frida Kahlo’nun günlüğü bulunup ilk kez yayımlanmasından bu yana yirmi yıldan fazla zaman geçti. Bu süre zarfında belgenin önemi, Kahlo’nun hem sanatçı hem de kadın olarak konumunu bilen ve takdir edenler sayesinde öne çıktı. Öznel ve aynı zamanda evrensel olan bu kayıt, onun ölümü ardından bıraktığı en önemli ve etkileyici miraslardan biri.
Günlüğün sanatçı tarafından yazıldığını, herhangi bir amaç taşımadığını hatta yayımlamayı düşünmediğini aklımızda tutalım. Bu tavır, onu kağıttan, mürekkepten ve resimden yapılmış, tamamen şeffaf, özgür ve büyüleyici bir portre haline getiriyor. Sanatçının metinlerine bakıldığında anlatıdan ziyade şiirsel bir yapı göze çarpıyor. Bu durum yazdığı mektuplar için de geçerli. Duygu ve düşüncelerinin arasına karışan şiirsel üslubun izlerini tüm yazılarında görmek mümkün. Kelimele seçimlerinde Kahlo’nun avangard şiirle arasındaki bariz ilişkiye dair ipuçları da var. Bazı tabloları, daha sonra ‘’Somut Şiir’’ olarak anılacak şeyle ilişkilendirilebilir. Sanatçının görsel ve yazılı dille olan yakın ilişkisi her yerde açıkça görülüyor.
Günlük, resimli ve şiirsel bir eser; şiirlerden, kelimelerden, mektuplardan, karalamalardan, listelerden, otoportrelerden, kaligrafilerden, harflerden, çizimlerden, lekelerden ve sembollerden oluşan adeta bir sanat eseri… Bu farklı unsurların birleştiği yer ise, Kahlo’nun içinde akan özgür ve güçlü nehir.
Frida Kahlo’nun Günlüğü: Samimi Bir Otoportre (1995)
Samimi Bir Otoportre, Kahlo’nun günlüğünün renkli baskısından oluşuyor. Giriş yazısı ise Meksikalı yazar Carlos Fuente tarafından yazılmış. Baskı, defterindeki metinlerin bir tarnskripsiyonunu içeriyor. Ayrıca yazar Sarah M. Lowe, Kahlo’nun günlüğünün çalışmaları açısından nasıl bir öneme sahip olduğuna dair bir makale de yazmış.
Frida Kahlo’nun Günlüğü: Yeni Bir Bakış Açısı (2017)
İlk baskısından yirmi yıl sonra La Vaca Independiente, günlüğün renkli versiyonunu bir kez daha yayınladı. Bu sefer önsözü Karen Cordero Reimar ve Eduardo Casar yazdı. Böylece günlük yeni bir bakış açısı kazandı.
Frida Kahlo’dan Esinlenen Samimi Bir Defter (2017)
Bu baskıların ardından La Vaca Independiente, Frida Kahlo’nun günlüğünde eserin salt güzelliğini aşacak bir araç buldu. Kahlo’nun iç yaşamının bir kaydı ve sanatsal bir nesne olarak günlük, aynı zamanda olası alıştırmalarla sonuçlanan bir kendini tanıma aracı oldu. Bir ayna gibi, kendi iç benliğimizle bağlantı kurmamız için bir alan işlevi gören günlük, Kahlo için olduğu gibi okuyucu için de bir katarsis alanı.
La Vaca Independiente’nin kurucusu ve yöneticisi olan Claudia Madrazo, duyarlılık, yaratıcılık ve analiz yoluyla kendimizi daha iyi tanımamıza, kabul etmemize ve dönüştürmemize olanak tanıyan bir dizi bireysel araştırmayı özetledi. Yazar, sinir bilimlerindeki kavramlardan yararlanarak, insanlığın kendisi kadar eski bir temaya değiniyor: içsel yolculuk. Madrazo, egzersizler, sanat ve yaratıcılık yoluyla kendini tanıma, kişisel günlükte açığa çıkmanın gücü, içe bakışın kişinin duygusal yaşamındaki önemi ve zihni temizleme, dinlendirme ve gözlemleme teknikleri gibi konulara dikkat çekti.
Bu günlük bizleri, hepimizin içinde taşıdığı ve yolu sanattan geçen böylesi bir yolculuğa çıkmaya ve hayatın her anında geri dönülebilecek özel bir alan yaratmaya davet ediyor.