İki Kez Çalınan Başyapıt: Edvard Munch’ın “Çığlık”ı ve Güvenlik Zaafları

Hırsızların gösterdiği büyük cüret ve gevşek güvenlik önemleri neticesinde Edvard Munch’ın başyapıtı olan “Çığlık”, on yıl içinde iki kez çalındı!

Mona Lisa’nın yanı sıra Munch’ın ünlü tablosu da tüm zamanların en çok kaçırılan tablolarından biri. Ancak da Vinci’nin esrarengiz kadınının aksine, Munch’ın ızdırap çeken portresi sadece bir kez değil, iki kez çalındı. 

Sanat Dünyasında Şok: “Çığlık”ın İlk Kaçırılması

12 Şubat 1994’te, Norveç’in Lillehammer kentinde düzenlenen kış olimpiyatların açılış gününde iki adam, Ulusal Galeri’den ünlü tabloyu kimsenin ruhu bile duymadan çaldı. Hırsızlar merdivene tırmandı, düştü, tekrar tırmandı. Ardından bir pencere bulup kırdılar ve tabloyu kaşla göz arasında aldılar. Ayrılmadan önce de bir not bıraktılar: “Kötü güvenlik için teşekkürler.”

Bir ay geçtikten sonra 1 milyon dolar tutarında fidye talep edildi ancak Ulusal Galeri ödemeyi reddetti. Bunun yerine Norveçli yetkililer, Britanya’daki Metropolitan Polisi Gizli Operasyonlar Grubu ve Los Angeles’taki J. Paul Getty Müzesi ile ortak bir operasyon düzenledi. 

“Sanırım bunun Norveç’in organize suçu olduğunu söyleyebiliriz; iki adam ve bir merdiven.”

Charles Hill, Çığlık’ın bulunmasından sorumlu İngiliz dedektiflerden biriydi. Hırsızları tabloyu teslim etmeleri için kandırmak amacıyla Getty Müzesi’nden resim satın alan Amerikalı bir sanat tüccarı gibi davrandı. Bir dizi plandan sonra Hill, hırsızlarla buluştu. Yapması gereken, hırsızları tüccar olduğuna inandırmaktı. O gece saat 23:30’da Hill’e bir telefon geldi. Adamlar onunla görüşmek istiyordu. Gecenin bir yarısı hırsızlarla buluşmaktan endişe duyan dedektif, onları sabah randevusuna razı etti. 

Eylem, 7 Mayıs 1994’te, yakınlardaki bir yazlık evde gerçekleşecekti. Hill eve geldiğinde hırsızlar, mutfaktaki halıyı çektiler ve bir kapak ortaya çıktı. Herhangi nahoş bir durum ortaya çıkmaması için bodruma inmeyi reddetti ve hırsızlardan birinin tabloyu getirmesini istedi. Tablo, bodrumdan çıkarıldıktan sonra Hill’in incelemesi için yemek masasının üzerine bırakıldı. Evet, tablo orijinaldi. Dedektif, acı çeken portrenin omzunun hemen solunda bulunan ve sanatçının üzerindeki mumu üflemesi sonucu balmumu damlacıklarından oluşan deseni ezberlemişti. Ne var ki bu işaret olmasaydı da eserin gerçek olup olmadığını anlayabilecek kadar dersine çalışmıştı. Hill otele döndü ve Oslo Merkezi Dedektif Birimi gelene kadar odasında kaldı. Otelden ayrılırken içi rahattı. Çığlık kurtarılmıştı.

Ocak 1996’da bu suçtan mahkum edilen dört kişi arasında, daha önce 1988’de, Munch’ın başka bir tablosunun çalınmasıyla bağlantılı olarak mahkum edilen bir suçlu da vardı. Ne yazık ki suçlular birtakım yasal gerekçelerle serbest bırakıldı.

Güvenlik Zaafları: “Çığlık”ın İkinci Kez Çalınması ve Ardından Yaşananlar

Çığlık’ın orijinal 1893 versiyonunun Oslo Ulusal Galerisi’nden alınmasından on yıl sonra, 1910 versiyonu, sanatçının esrarengiz Madonna’sıyla birlikte Munch Müzesi’nden çalındı. 22 Ağustos 2004’ün gündüz saatlerinde maskeli ve silahlı kişiler müzeye girdi ve tabloları hızla aldı. Hırsızlar yakındaki bir otomobile doğru giderken bir görgü tanığı tarafından fotoğrafları çekildi. Müze sonraki on ay boyunca kapılarını halka kapattı.

Tüm güvenlik birimleri hem karada hem havada görevlendirildi ve şüphelilerin arabası ele geçirildi. Görgü tanığının fotoğraf çektiği yerin yakınındaysa paha biçilmez tabloların çerçevelerinden parçalar vardı. On yıl önce yaşanan hırsızlık skandalına rağmen müze güvenliği şaşırtıcı derecede gevşekti. Norveç polisi Nisan ayında, hırsızlıkla ilgili bir şüpheliyi tutukladı. Yoğun sorgulamalara rağmen tabloların yeri bulunamadı. Üstelik, tüm kanıtları yok etmek amacıyla resimlerin de yok edildiğine dair söylentiler dolaşmaya başladı. Yetkililer dehşet içindeydi çünkü iki başyapıt da yok olmuş gibi görünüyordu.

Çığlık ve Madonna’nın Mucizevi Geri Dönüşü

2006’nın başlarında altı kişi, soyguna karıştıkları gerekçesiyle yargılandı. Üçü, dört ila sekiz yıl arasında hapis cezasına çarptırıldı. Resimler iade edilmedi ancak en azından suçlular tutuklandı. Ne var ki Ağustos ayında Norveç polisi şaşırtıcı bir açıklama yaptı. Hem Madonna’yı hem de Çığlık’ı kurtarmışlardı. Ayrıntılar tam olarak açıklanmasa da bir basın toplantısında polis şefi, hasarın korkulandan daha az olduğunu belirterek yüreklere su serpti. Çığlık’ın sol alt köşesinde nemden kaynaklanan bir hasar, Madonna’nınsa sağ tarafında birkaç yırtık ve kolunda iki delik tespit edildi. Restorasyon yapılmadan evvel Munch Müzesi, tabloları kurtarılmış halleriyle beş gün boyunca halka sergilemeye karar verdi. Tabloları görmek için 5.500 kişi müze kapısından giriş yaptı. 

Ne diyelim, dileriz yetkililer bu paha biçilemez tabloların güvenliğini sağlamak için daha özenli davranır ve Munch’ın eserleri yıllar boyunca, sağlam bir şekilde, gelecek nesillere de ilham olabilir.

Benzer Makaleler